***Kalbinde çözülmeden kalan herşey için sabırlı ol. Soruların kendisini sevmeye çalış, kilitli odalar ve yabancı lisanda yazılmış kitaplar gibi. Cevapları şimdi arama. Şu anda cevaplar sana verilemez, çünkü sen henüz onlarla yaşayamazsın. Bu, herşeyi yaşama meselesidir. Şu anda senin soruyu yaşaman gerekiyor. Belki daha ileride farkına bile varmadan, günün birinde kendini cevabını yaşarken bulacaksın.
Robin Sharma
Ekonomi Üstüne
21 Şubat 2013 Perşembe
Etiketler:
anektod,
çizer,
düşünür,
güzel sözler,
quote,
robin sharma,
ünlü sözler,
yazar
11 Şubat 2013 Pazartesi
Ivır Zıvır
İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla. Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen, o ol.
Paulo Coelho
7 Şubat 2013 Perşembe
Anzak Törenleri
Bilmiyorum Anzak törenleri aklıma nereden geldi ama
bugün bunun hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Sanırım
Çanakkale'yi çok özledim. İçimden hep, Çanakkaleyle ilgili
bilgi vermek geliyor. Neyse iç dünyamı geçelim de Anzak
törenlerinden bahsediyim biraz...
bugün bunun hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Sanırım
Çanakkale'yi çok özledim. İçimden hep, Çanakkaleyle ilgili
bilgi vermek geliyor. Neyse iç dünyamı geçelim de Anzak
törenlerinden bahsediyim biraz...
Anzak törenleri her yıl 25 Nisan'da düzenlenen bir etkinlik.Her yıl Çanakkale'de şehit olan Anzakların torunları 24 Nisan'ı 25 Nisan'a bağlayan gecenin ayazında ataları için toplanırlar. Dipnot geçmek isterim Anzaklar kimdir nedir diye soranlar için, Anzak (Anzac) sözcüğü, Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu (Australian and New Zealand Army Corps) kelimelerinin baş harflerinden meydana getirilmiş bir kısaltmadır. Yani Anzaklar deyimi savaşta görev almış en büyük komutandan rütbesiz ere kadar tüm askerleri belirleyen bir anlam taşır. Bu dipnotu da düştükten sonra konumuza geri dönebiliriz.
Atalarının anılarına sahip çıkmaları gerçekten çok etkileyici. Bu insanlar Ankara'dan ,İzmir'den veya İstanbul'dan Çanakkale'ye gelmiyorlar. Dünyanın bir ucundan 20.000 km uzaktan saygı duruşu için geliyorlar. Sadece Avustralya ve Yeni Zelanda'dan değil tabiki İngiltere,Fransa,Kanada,İrlanda,Hindistan,Pakistan ,Almanya'dan gelip törenlere katılan bir çok insan var. Bu insanlar sadece bir gece için bu yolları kat ediyorlar. Bu insanlardaki milli güç ne kadar kuvvetli. İnsan şaşırıyor. Aslında şaşırılmaması gerek değil mi? Ama bizim ülkemizde atalarından bihaber olan o kadar çok insan var ki. Atalarının bu vatanı kurtarmak için neler yaptığını,ne zorluklarla karşılaştığını ,kaç gün aç susuz kaldığını bilmeyen ya da umursamayan bir çok insan var. Yazık.. Neyse gelelim Anzakların bu törenlerde neler yaptıklarına. Dünya'nın dört bir yanından gelen bu insanlar gecenin ayazında atalarının tam saldırdıkları saatlerde insanın tüylerini ürpertecek,etkileyici ve duygusal bir tören düzenliyor. Tören alanına kurulan dev ekranlardan savaşla ilgili belgeseller ve savaşa katılan askerlerin söyleşileri aktarılıyor. Avustralya Muhafız Birliği ve Yeni Zelanda Silahlı Kuvvetleri üyelerinden oluşan tören kıtasının saat 05.30 civarında alana gelmesiyle ‘Şafak Ayini’ başlar ve komutanlar konuşmalarını yapar. Türk subayları tarafından da konuşmalar gerçekleştirilir. Her yıl , Anzak annelerine hitaben Atatürk'ün yazdığı mektup hem Türkçe hem İngilizce okunur.Mektupta şu kısım çok etkileyici.“Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; göz yaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bağrımızdadır...Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Konuşmaların ardından Yeni Zelandalı ve Avustralyalı Baş Rahipler,barış için dua edip ilahiler okurlar. Ataları için dua eden torunları görmek insanı gerçekten çok etkiliyor. Ve bunu gece demeden soğuk demeden her yıl gerçekleştiriyorlar. Tören İstiklal Marşı,Avustralya Milli Marşı ve Yeni Zelanda Milli Marşı okunup bayraklar göndere çekilerek biter. Muhakkak insanın bir kere bu törenleri görmesi gerekiyor. Ama Türkler içeri alınmıyor malesef. Sen nasıl girdin diyecek olursanız tercüman olarak katılmıştım törenlere. İyiki de katılmışım. İnsanı kendine getiriyor.
Etiketler:
ansac,
anzak,
anzak torenleri,
anzak törenleri,
toren
Şeker Portakalı
Şeker Portakalı
Evet bu yazıyı yazıyorum cünkü bu kitap beni derinden etkileyen ,hayatımda cok büyük yeri olan bir kitap. Ana kahraman Zeze. Zeze'nin nesneleri tanımasıyla başlar roman. Küçük bir çocuğun hayata bakışı,algılayışı çok güzel anlatılır bu romanda. Mutlaka her cocugun hayatında bir kez okumasi gereken bir eser. Zeze ile dostluğunuz bu kitapla bitmez Güneşi Uyandıralım ve Deli Fişekle delikanlılık çağına kadar devam eder. Şeker Portakalı'nı okuduktan sonra merak edip diger iki kitabını okumamak imkansız. Her çocuk bir şeyler bulur kendinden ve her büyük çocuğunda arayacağı şeylerden bulunur bu kitapta.
Okundugunda her satırında anlamlı bir seyler bulabilirsin.Bana güvenin. Kitaptan bir kaç cümle paylaşayım sizlerle okumayanlar için genel bir izlenim olur. Daha önce okuyanlar içinse güzel bir anımsama olacağını düşünüyorum.
"şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı,insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda,başta en ufak güç bırakmayan,yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi. " "İnsan yüreğinin bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerekir."
"Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve hüzünlü kişiler."
"Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek."
"Gün ışığının yüreğini mutlulukla doldurduğunu hissediyordu."
"İnsan yüreğinin bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerekir."
Arka Kapakta Yazansa Şöyle:
Brezilyalı ünlü yazar Jose Mauro de Vasconcelos, 1920'de Rio de Janeiro yakınlarında, Bangu'da doğdu. Çok yoksul olan ailesi, onu Natal kasabasındaki amcasının yanına yolladı. Orada dokuz yaşındayken Potengi Irmağında yüzmeyi öğrendi ve hep günün birinde yüzme şampiyonu olmanın hayalini kurdu. Liseyi Natal'de bitirdikten sonra iki yıl tıp öğrenimi gördü. Öğrenimini yarıda bırakıp yeni hayaller peşinde Rio de Janeiro'ya döndü. İlk işi, hafif siklet boks antrenörlüğü oldu. Yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı, bu onun yazarlığına büyük katkılar sağladı. İlk kitabı 'Yaban Muzu' 1940'ta yayımlandı. 1945'te yayımlanan 'Beyaz Toprak' adlı romanı çok beğenildi. Daha sonra 'Evden Uzakta' (1949), 'Sular Çekilince' (1931), 'Kırmızı Arara' (1953) ve 'Ateş Çizgisi' (1955) romanlarını yazdı. 'Kayığım Rosinha' (1961) ile ününün doruğuna çıktı. En ünlü kitabı 'Şeker Portakalı' (1968) on iki günde yazılmıştı. "Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım," der yazar. Bu kitaptaki küçük Zeze'nin serüvenleri 'Güneşi Uyandıralım' (1974) ve 'Delifışek' (1963) adlı romanlarında sürer. Bu ünlü yazar 1988'de öldü.
6 Şubat 2013 Çarşamba
Karl Marx
Karl Marx 'ı kendi sözleriyle anlamaya çalışmanın iyi olacağını düşündüğüm için , bir kaç sözünü yazmak istedim. Sözlerini okuduğunuzda her konuda hemen hemen bilgisi var diyeceksiniz. Eminim.Buyurun...
''Yoksulluğu azaltmadan zenginliği arttıran ve suç işleme bakımından,sayılardan daha hızlı artış gösteren bir toplumsal sistemin özünde çürümüş birşeylerin olması gerekir."
"Ne kadar azsan, yaşamını ne kadar az görkemli kurmuşsan o kadar çoksun demektir ve görkemli yaşamın da o denli büyüktür."
"İnsan doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumsallaşır, ne kadar toplumsallaşırsa da o kadar kendisine yabancılaşır.."
"Karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani sevgi olarak sevginiz karşılıklı sevgi yaratmıyorsa; seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür, bu bir talihsizliktir."
19. yüzyılda yaşamış filozof, politik ekonomist ve devrimci. Komünizmin kuramsal kurucusudur. Birçok politik ve sosyal konuda fikri olmakla beraber, en çok Komünist Manifesto'nun giriş cümlesinde özetlediği tarih analiziyle tanınır: "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)